Güven Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Dilşen Çolak, kanser tedavisindeki gelişmelerin hastalık sürecinde bir umut ışığı olduğunu kaydetti.
Güven Hastanesi’nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Çolak, günümüzde geliştirilen yeni tedavi yöntemleriyle kansere bakış açısının giderek değiştiğini belirtti.
Daha önce tüm kanser hastalarında standart tedavi yöntemlerinin kullanıldığını vurgulayan Çolak, “Bu tedaviler çoğunlukla bir veya birkaç ilacın birlikte uygulandığı kemoterapi tedavileriydi. Ancak teknolojideki gelişmeler kanseri ve kanser hücresi genomunu daha iyi anlamamızı sağladı.
Resmi olarak 1990 yılında başlatılan İnsan Genomu Projesi ve ardından 2006 yılında başlatılan Kanser Genom Atlası bu alanda kilometre taşları oldu. Bu projelerle insan ve kanser hücresi genomlarının moleküler olarak tanınması ve bu yönde tedavi seçeneklerinin geliştirilmesi kısmet oldu.”
Kişiye özel tedavi yöntemlerinin geliştiğine dikkat çeken Çolak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kanserlerin farklı genom yapılarına sahip olduğunu ve her kanser türünün birbirinden farklı davranan alt tiplere sahip olduğunu artık biliyoruz. Kanserin genomik profilini belirleyebilme ve buna göre tedavi planı yapabilme kabiliyetimiz daha aktif tedavilerin uygulanmasına olanak sağlıyor. daha az yan etki ile.
Tedaviye karar verirken, klinik araştırmalara ve kılavuzlara dayalı olarak karar veririz. İlk klinik çalışmalar daha yaygın hastalıkta başlatıldı. Ancak son zamanlarda tam olarak güzelleşmeyi amaçlayan tedavilerden sonra katkıları görülmeye başlanmıştır. Örneğin akciğer kanserinin bazı alt türlerinde, ameliyat sonrası hastalığın tekrarını azaltmak amacıyla bu tedavileri kullanmaya başladık.”
Veriler arttıkça kanser tedavisinde spektrumun genişleyeceğini belirten Çolak, “Tabii şu anda bazı kısıtlılıklarımız var. Kapsamlı genetik profilleme ya da profilleme ile gösterilen tedavilere ulaşmak her zaman mümkün olmuyor. Ancak ilerleme kaydedileceğine inanıyoruz. Yakın gelecekte bu konuda yapılacak olan bir ideal olan hastalığın tedavisinin yanı sıra psikolojik, sosyal ve manevi desteği de içeren bütüncül bir yaklaşım sağlamaktır.
Bu anlamda grup çalışması esastır. Çekirdek grup üyeleri tıbbi onkoloji uzmanı, klinik psikolog, onkoloji hemşiresi, diyetisyen, sosyal hizmet uzmanından oluşmaktadır. Hastanın ihtiyacı doğrultusunda ilgili diğer branşlardan da referans alınmaktadır.”
